İştahıma kansam dünyayı yutmaya hazırlanıyorum sanabilirim...
27.07.2012
LO-Lİ-TA
''Lolita, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi. Günahım, ruhum. Lo-Li-Ta; Dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamak bir yol alır, Üçüncüsünde gelir dişlere dayanır.Lo-Li-Ta'' VLADIMIR NABOKOV... Sırf bu giriş cümlesi yüzünden bu kitabı okumalısınız....
3.07.2012
İçten Gelen-9 ya da Üç
Yavaş yavaş açtığı gözlerine yağan yağmur hızlı bir şekilde
kapatması gerektiğinin habercisiyken, nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Etrafında
ki kalabalık, koku ufacık bile olsa
hafızasını güçlendirmemişti. Hafif
hafif hissettiği karıncalanma birden tüm vücüduna yayılmış nefes alış
verişlerine kadar hayatını avucunun içine hapsetmişti. Kalkmaya çalışmış fakat üzerinde ki ağırlıkları
kıpırdatamamıştı. O kadar ağırdı ki
göğüs kafesini omuriliğinde hissedebiliyordu. Yüzünü yalayan hafif
esinti eşliğinde kendinde hissettiği gücü tekrar denemeye çalışması , üç
yaşında ki bir çocuğun kaydıraktan kaymak için merdiven yerine kaydırağın
içinden tepeye çıkması için gösterdiği azmin neredeyse aynısıydı. Yapabilirdi sadece
biraz zaman ve şansa ihtiyacı vardı. Kaç saat geçmiş, kaç kişiyle göz göze
gelmiş ve fakat kaçının canını aldıktan
sonra bu kuyuda kendini bulmuş bilmiyor,
öğrenmek de istemiyordu. Sadece önemli olan; kalkmak ve evde onu bekleyen
annesinin o bilindik süt beyaz, masum yüzünü
avuçlarının arasına alıp, alnına kalbinin derinliklerinden gelip
dudaklarına yerleşen sıcak öpücüğü kondurabilmekti. Bunu düşünerek
hareketlerini sıklaştırmaya başladığında fark ettiği iniltiler iyice kuvvetlenmiş , etrafta hiçbir zaman
duymadığı ya da duyup da hatırlamadığı isimler
netlik kazanmıştı. Üç yıl önce buralarda olup ülkesi için bu çukurda
yaşamaya çalışmak için ölü taklidi yapması gerektiğini söylense , aldırmaz
arkasına bile bakmadan evine gider, üç basamak çıkıp, ‘bir siktir git aptal
herif’ diye küçük dilini bile dahil ederek
söverdi. Hafif hareketlerle yerinden zor da olsa çıkmayı başardığında,
yavrusunu geride bırakıp avlanmaya giden bir kaplanın, döndüğünde onu yiyen
pitonu gördüp, hassiktir mına koyim hani bulgur hani pirinç der gibi
bakmasını anlamış ve çıktığı deliğe geri girmek istemişti. Vücüdünun
her yerine yayılan karıncalanma geçtiğinde şansını denemek için, gözlerini bir
kere daha kapatık, derin bir nefes eşliğinde –ki aldığı en anlamlı nefes
sanırım buydu- yeniden hareketlenmiş ve aynı manzara eşliğinde adım adım ölü takliti
yaparak , biraz sürünerek biraz
emekleyerek, hafif korkarak hafif de cesaretinin kaybetmemeye çalışarak
gerek üç adım atarak gerekse üç adım attığını sanarak mevzu bahis olan savaş
alanından sadece biran önce kaçmanın yollarını aramış, yani sıvışmaya
çalışmıştı...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)