3.12.2012

İçten Gelen-15


-Mındar ettin mına koduğumun balığını oğlum, alma dedikçe alıp öldürmekten keyf alan sen gibi göt daha da gelmez bu dünyaya haberin olsun. Yok tuzmuş, yok anbiyotikmiş ki o da aynı zamanda antifungalmış… mal mısın oğlum sen, para tuzağı bunlar bilmiyor musun?
-Ya bi git akşam akşam, sen n’anlarsın oğlum hayvan sevgisinden, besili panda seni.
-tabi tabi ben anlamam kesinlikle, oğlum ben senin gibi iki günde on balık öldürmedim ya henüz, anlamam ki anlatsan da anlamam.
-Ben n’payım oğlum, öldürmek için almıyoruz biz o balıkları, büyütmek ilk hedef. Sonra da üretim çiftliği kurup ücretsiz dağıtıcam memlekete.
- Ya bi git gerizekalı manda seni, iki günde on tane balık öldür sonrada otur karşımda üretim falan diye saçmala, sığır!
- Lan bak abartmaya başladın azına sıçarım senin, kendine gel, artık hakaret boyutuna vardırmaya başladın. Samimiyetimize güvenip salak saçma konuşuyorsun diye bu zamana kadar sesimi çıkarmadım ama ayıp oluyo. Mal mısın nesin, hayret bişey ya…
-N’oldu süt oğlan? Hemen de bozulurmuş, dost acı söyler oğlum yapamıyosun bari salak saçma hayaller peşinde koşma. yol yakındanken, yaşında başarısızlığı kaldırıyoken vazgeç.
-Lan sen ne yavşak  adammışsın bilader ya… hayırdır lan doğru söyle sıkıntın ne oğlum senin, balık malık bahane belli mına koyim!!
-harbi bi sıkıntım olduğumu belli ettim mi lan tosba?
-hayırdır oğlum, şimdi dalıcam haberin yok! Hayır sonra uyandığında şuan konuştuğun boşluk tamamen ödemden dolmuş, burun dediğin kısımdan kandan pıhlaşmış olucak. Anca ılık bir akıntı hissedeceksin haberin olsun. Tabi genzine dolan pis kan yüzünden kusma isteğinden benden sana koca bir hediye, hem de kapalı paket eşliğinde değil de alenen.
-hayırdır  erkeklik duyguların kabardı iyice!
- yok yok kabaran şey erkeklik duygularımın yanında solda sıfır, önümde donsuz geziyorsun da haberin yok.
-pisliğe bağladın iyice ve fakat şu konuştukların zerre sikimde değil haberin olsun. O balıkları da öldürme sıçmayım yumurta kafana. Ha bu arada yarın ilk iş onları aldığın yere iade et.
-o değil de bu gece n’yapsam diye düşünürken aklıma ne gelse beğenirsin?
- hayırdır lan?
-bi tepsi midye dolma alsak da evde onu patlatsak ya
- deme oğlum ya, canım çekti, bi tarafım şişecek şimdi, hadi lan yürü bi yerden bulalımda ziyefede girişelim.
-tamam hadi yürü…

İçten Gelen-14

Yorgunluğun vermiş olduğu enerji patlaması sonucunda uyuyamamıştım halbuki bu gece. Farklı olması gerekmez miydi uzun bir aradan sonra duyguların öne çıkışı derken,' körle gelen bir olur mu' diye bağırdım  önce sokağın kalabalık sessizliğine.

Karanlık ile aydınlık, gölge ile sıcak yer, diri ile ölü* nasıl ki bir olmazsa benim hayatımda, senin hayatında da bir olmalı dedim.
Nasıl yani senin benim diye ayırmalı mıyız? derken bile o da ayırdığımızın farkındaydı besbelli ki.
Neden ayırmayalım-ayrılmayalım- ki, sen benden o kadar farklısın ki sayemde almış olduğun nefese rağmen, ikimiz aynı bedenin farklı kişilikleri olmaktan nasıl vazgeçebiliriz. Bende bilmiyorum ama ben senden ayrılmak istemiyorum. Ama ben senden farklı olmayı kabul edebiliyorum, senin de bunu yapabileceğini biliyorum.
Sarı sokak lambasının altında başlayan tatlı bir arkadaşlık gibisi yoktur ama bilirsin...
Orada mısın?
Cevap vermem senin hayatında neden bu kadar önemli ki, zaten burada olduğumu ve istemesem de benimle yaşayacağını bilmiyor musun? Lütfen...
Hayır yeter, artık olması gereken bu değil, biliyorsun biraz, n'olur hatta biraz değil uzak dur, hatta yok yok komple çık git hayatımın karmaşasından... Lütfen...
Hayır, artık beni ruhumun acıtasyonuyla kandırmaya çalışmaktan vazgeçmelisin. Olmaz, artık sana izin vermem. İçimden, kanımın her damlasından yararlanmanı istemiyorum, daha fazla izin gösteremem, göstermem.

Tamam, tek bir soruma cevap ver o zaman. Lütfen!
Bu zamana kadar ben herşeyin güzel gittiğini düşünürken n'olduda bu şekilde farklı kutuplar olduk?
Artık sana inanmıyorum. Seninle yaşamam gerektiği gerçeğini kabullenmiyorum, kabullenemiyorum. Ve ayrıca artık seni duymak midemi bulandırıyor, ışıklar çok fazla renkli geliyor, telefon çok fazla çalıyor, kanalların sayısı çok fazla arttı, sigaraya zam geldi ki daha da önemlisi ben bugün Oğuz ATAY okudum...