3.12.2012

İçten Gelen-14

Yorgunluğun vermiş olduğu enerji patlaması sonucunda uyuyamamıştım halbuki bu gece. Farklı olması gerekmez miydi uzun bir aradan sonra duyguların öne çıkışı derken,' körle gelen bir olur mu' diye bağırdım  önce sokağın kalabalık sessizliğine.

Karanlık ile aydınlık, gölge ile sıcak yer, diri ile ölü* nasıl ki bir olmazsa benim hayatımda, senin hayatında da bir olmalı dedim.
Nasıl yani senin benim diye ayırmalı mıyız? derken bile o da ayırdığımızın farkındaydı besbelli ki.
Neden ayırmayalım-ayrılmayalım- ki, sen benden o kadar farklısın ki sayemde almış olduğun nefese rağmen, ikimiz aynı bedenin farklı kişilikleri olmaktan nasıl vazgeçebiliriz. Bende bilmiyorum ama ben senden ayrılmak istemiyorum. Ama ben senden farklı olmayı kabul edebiliyorum, senin de bunu yapabileceğini biliyorum.
Sarı sokak lambasının altında başlayan tatlı bir arkadaşlık gibisi yoktur ama bilirsin...
Orada mısın?
Cevap vermem senin hayatında neden bu kadar önemli ki, zaten burada olduğumu ve istemesem de benimle yaşayacağını bilmiyor musun? Lütfen...
Hayır yeter, artık olması gereken bu değil, biliyorsun biraz, n'olur hatta biraz değil uzak dur, hatta yok yok komple çık git hayatımın karmaşasından... Lütfen...
Hayır, artık beni ruhumun acıtasyonuyla kandırmaya çalışmaktan vazgeçmelisin. Olmaz, artık sana izin vermem. İçimden, kanımın her damlasından yararlanmanı istemiyorum, daha fazla izin gösteremem, göstermem.

Tamam, tek bir soruma cevap ver o zaman. Lütfen!
Bu zamana kadar ben herşeyin güzel gittiğini düşünürken n'olduda bu şekilde farklı kutuplar olduk?
Artık sana inanmıyorum. Seninle yaşamam gerektiği gerçeğini kabullenmiyorum, kabullenemiyorum. Ve ayrıca artık seni duymak midemi bulandırıyor, ışıklar çok fazla renkli geliyor, telefon çok fazla çalıyor, kanalların sayısı çok fazla arttı, sigaraya zam geldi ki daha da önemlisi ben bugün Oğuz ATAY okudum...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cem ben. arada sırada karalıyorum sadece.