10.08.2012

İçten Gelen-10


Uzun zaman boyunca konuşulmaya, anlaşılmaya, anlaşmaya, anlatmaya çalışıldı. Anlamamak mümkün değil anla(ta)mamak varken dendi.  Her şeye rağmen anla(şıl)dığı düşünüldü ki anla(şıl)mıştı anla(ta)mamışken. Kolay olmayacağının bilincindeyken  kolaylaştırmak, kendini anla(ta)mamayı getirmişti anlattığını düşündüğü biranda. Geç olmamış erken de hiç değildi zaten anla(t)manın zorluğunda. Olsun de(n)di anla(t)mak için daha kaybedebilecek bir şey kal(ma)mışken, anlamaya giden ilk yolun anla(t)maktan geçtiğinin bilincinde. Anlıyorum de(n)di anladığını(n) farkına varmış gibi. Bir kenara bırakıldı sonra, anlaşılmıştı  birçok anlaşılmayan duygu seli. Sonra kenara bırakılan şey aslında bırakılmamış sadece ertelenmişti anlaşılır bir şekilde. Geçen her gün nasıl anlaşıldığı konusunda sorgu suale dahil olmasa da. Yapıla(nla)rın içinde kaybolmadığının bilince belki de beklen(me)meliydi  başka bir zaman, başka bir şehir, başka bir akıl, başka bir…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cem ben. arada sırada karalıyorum sadece.