23.05.2011

Delirten Şeyler-4

Hani sağanak bir yağmur yağar ya; işte ben o yağmur yağdıktan sonra ne olur ne olmaz diye çatı altlarında yürürken, o anda kafamın en kel olan kısmına, çatı pervazlarından damlayan damla ile irkilmekten nefret ediyorum....

1500 parçalık bir Puzzel ı yapmaya başladığımda duyduğum heyecanın, son anda bir parçanın olmamasını anladığım an duyduğum hayel kırıklığına dönüşmesinden nefret ediyorum...

Bir şişe mariachi istediğimde, barın arkasında ki barmen diye hitap edilen arkadaşın, mariachi şişesinin ağız kısmına limon koymasına ve garson diye tabir edilen arkadaşın da bunu bana büyük bir servis harikasıymış gibi sunmasından nefret ediyorum... Hayır bira limonsuz, şekersiz, külsüz içilmeli arkadaş ki, mariachi zaten içinde yeterince limonu barındıran bir içki neticede...

Alırken utanıp, kullanırken utanılmayan şeyleri: alırken yaşadığımız o yüz ifadelerinden nefret etmemek mümkün mü? diye sorarım kendime...

Ana haber bültenlerini izlerken araya ne kadar lüzumsuz reklam varsa onları koymaktan utanmayan kanallardan, bunları yadırgamadan izleyen toplumdan, hatta ve hatta bu arayı tuvalet gibi ihtiyaçları sıkıştıran bu milletten nefret ediyorum...

Seçim zamanı geldiğinde; her kanalda boy gösterip, birbirine belden aşağı vurmaya çekinmeyen siyasetçilerden ve onların mitinglerinden nefret ediyorum...

Ösym başkanının bunca rezillikten sonra hale istifa etmemesinden ayrıca nefret ettiğimi bildirmekten süper zevk duymaktayım...

1 yorum:

cem ben. arada sırada karalıyorum sadece.