28.04.2012

İçten Gelen-6

Beyaz perdede gişe rekorları kıran aksiyon filmlerinin yıldızları gibi, önce dayak yeyip sonra dayak atamadığımı anladığımda henüz 12 yaşındaydım. İnternetin hayatımda olmadığı, olduktan sonra da on parmak klavye kullanamadığımı öğrendiğimde ise; siktir git, demekten başka hiçbir küfürü bilmediğim tarihi ise tam olarak hatırlamamaktayım, üzgün de değilim. Tavşanın İngiliz cinsi kahverengi kulaklı, griye çalan av köpeğini atlatarak kaçdığını öğrenmem ise yakın bir tarihi kapsamakta ki, büyük gelişme. İnsanlardan sonra tecavüz eden tek canlının yunuslar olduğunu öğrenmem büyük hayal kırıklığı oluşturmuştur-ölüme her an daha fazla yaklaşan şu bedende- Yürek burkan andan çıkıp tatsız bir anıya dönüşen olaylar silsilesi ise, hemen hemen her geçen gün artmaktayken, yalnızlığın vermiş olduğu saçmalama adımlarını atmaktan çekinmemekteyim...

Arkeologların yapmış olduğu, dünyanın en önemli kazısı diye söylenen, mısır ve civarında yapılan bir kazıdan çıkan, altmış milyon yıl öncesine ait olduğu düşünülen bir fosilin; günümüz de bir insanın bokuymuş gibi davranılmasını ise tamamen doğru karşılamamak ile beraber neden olmasın diyebilecek kadar basit düşünmekte, ayrı bir keyif veriyor dememek için kendimi kastığım günlerin bir tanesinde, karşıdan karşıya geçerken bile hızlı adımlarla ilerlemesi gereken kuzenim, topun caddeye fırlamasında, aldım verdim yapan 9 yaşındaki çocuklar gibi kendinden emin ve bir o kadar da korkak bir şekilde yürürken, renault 9 marka bir otomobilin çarpması sonucu, gözümün önünde, takla, şıpagat, parende gibi jimnastik kurallarının her birinin çiğnemesi, arabanın çarpmasıyla doğru orantılı ilerlemekteyken, henüz 8 yaşındaydım...

Televizyonun olmadığı dönemlerde Reith  konuşmasını dinlemek süper olurdu dediğimde ise, şimdiki yaşımda olmam neyi ifade eder acaba diye de düşünmüyorum desem külliyen yalan.

Geçmişi hatırlamanın vermiş olduğu ılık hava soğuyuverdi. Belki buz kesmedi ama, serin bir ürperti yalayıp geçti tepemden diyebileceğim an ise şuan...

 Hayatta küçük kurallara uymamın sebebinin, büyük kuralları çineyebilmek olduğunun farkına vardığımdan beri; egemen sınıfının çanak yalayıcısı olmaktan vazgeçmiş bir bireydim.
 Küba da ki hayatıma yeniden başladığımı anladığımda sadece ismimi değil yüzümü de değiştirmiştim.Benliğimi yenilemek için attığım her adım aynı kapıyı açmaya başladığında anladım, hayatımdan çıkaramayacağım kadar büyük bir yer kapladığını...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

cem ben. arada sırada karalıyorum sadece.